Türkiye’de Okul Öncesi Eğitimin Sorunları Marmara Üniversitesi’nde Ele Alındı

Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı tarafından düzenlenen “Türkiye’de Okul Öncesi Eğitim: Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı”, 19 Aralık tarihinde Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Çalıştayda, okul öncesi eğitimin mevcut durumu, karşılaşılan yapısal sorunlar ve çözüm önerileri akademik ve uygulamalı boyutlarıyla ele alındı. Programa Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Okur, İstanbul Vali Yardımcısı Hasan Gözen, Maltepe Kaymakamı Bahri Tiryaki, Millî Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Ebubekir Sıddık Savaşçı, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Alpaydın, Çalıştay Başkanı ve Okul Öncesi Öğretmenliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgül Polat, İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Ömer Avcı, Maltepe İlçe Millî Eğitim Müdürü Hale Bağce Özbaş ile akademisyenler katıldı. Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Program kapsamında Dr. Öğr. Üyesi Bülent Halvaşi tarafından müzik dinletisi sunuldu.

Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci, erken çocukluk döneminde verilen eğitimin kişiliğin oluşumundaki etkisine işaret etti

Açılış programı Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Okur, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Alpaydın ile Çalıştay Başkanı Prof. Dr. Özgül Polat’ın konuşmaları ile başladı. Açılış programında konuşan Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci, eğitimin yalnızca Millî Eğitim Bakanlığının tek başına yürütebileceği bir alan olmadığını belirterek; aile, mahalle, toplum, millet ile diğer kurum ve kuruluşların sürece dâhil edilmediği bir yapının, özellikle kitlesel eğitimde mümkün olmadığını ifade etti. Erken çocukluk döneminde verilen eğitimin çocuğun kişilik gelişimi ve kişiliğinin oluşumunda etkili olduğunu söyleyen Yelkenci, bu alanda etkili, doğru ve organize bir yaklaşım gerektiğini dile getirdi.

Türkiye’nin son yirmi yılda elde ettiği tecrübenin okul öncesi eğitime yönelik çalışmaları şekillendirdiğini belirten Yelkenci, gerçekleştirilen çalıştayın bu sürece katkı sağlayacağını ifade etti. 2002 yılında beş yaş grubunda okullaşma oranının yüzde 11 olduğunu aktaran Yelkenci, 2023-2024 eğitim öğretim yılı itibarıyla bu oranın yüzde 93’e ulaştığını söyledi ve bu artışın kalkınma planları, orta vadeli programlar ile Bakanlığın stratejik planlarıyla uyumlu olduğunu belirtti. Eğitime erişimin yalnızca sayısal göstergelerle değerlendirilmemesi gerektiğini ifade eden Yelkenci, bu kapsamda niteliğin de dikkate alındığını belirtti. Çocukların güvenli kurumlara, nitelikli öğretmenlere, zenginleştirilmiş öğrenme ortamlarına ve öğretim programlarına eşit imkânlarla erişebilmesi için gerekli tedbirlerin alındığını, fiziki kapasitenin iyileştirilmesine de bu doğrultuda önem verildiğini söyledi.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında hazırlanan okul öncesi öğretim programına da değinen Yelkenci, eğitim tarihinde ilk kez okul öncesinden 12. sınıfa kadar yatay ve dikey bütünlüğe sahip bir program hazırlandığını söyledi. Konuşmasının sonunda çalıştaydan beklentilerinin, okul öncesi eğitimde erişim ve niteliğe ilişkin uygulamaların bilimsel bir bakış açısıyla değerlendirilmesi ve önerilerin geliştirilmesi olduğunu ifade eden Yelkenci, konuşmasının sonunda; Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Okur, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Alpaydın ile Çalıştay Başkanı ve Okul Öncesi Öğretmenliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgül Polat ile çalıştayın düzenlenmesinde emeği geçen akademisyenlere, öğretmenlere, eğitim yöneticilerine ve paydaşlara teşekkür etti.

Rektör Prof. Dr. Mehmet Emin Okur; çocukların duygusal, zihinsel ve kişilik gelişimlerinin büyük bölümünün sıfır-altı yaş arasında gerçekleştiğine dikkat çekti

Açılış programında konuşan Rektör Prof. Dr. Mehmet Emin Okur, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesinin üniversite ve ülke açısından önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, düzenlenen çalıştayın bu niteliği ortaya koyduğunu ifade etti. Marmara Üniversitesinin 1982 yılında üç enstitüden bir akademi ve iki enstitünün birleştirilmesiyle kurulduğunu, kökenlerinin ise İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi ile Hamidiye Mektebine dayandığını söyleyen Okur, Hamidiye Mektebinin ortada güçlü bir sermaye birikimi ve şirketleşme yapısı bulunmayan bir dönemde, işletme, iktisat ve maliye alanlarında yüksek lisans ve doktora düzeyinde insan yetiştirmek amacıyla kurulduğunu ve kurucusunun Abdülhamid olduğunu belirtti.

Rektör Okur, Marmara Üniversitesinin kendisiyle iftihar ettiği bir mezununun bulunduğunu, bu mezunun Sayın Cumhurbaşkanı olduğunu ifade ederek, Abdülhamid Han ile Sayın Cumhurbaşkanını birleştiren ortak unsurun Marmaralılık olduğunu söyledi. Tarihî değerlerin muhafaza edilmesi ve bu değerlere layık olabilmek için geçmişten bugüne çalışmalar yapıldığını belirten Okur, düzenlenen bu çalıştayın da söz konusu sürecin bir parçası olduğunu ifade etti.

Çocukların duygusal, zihinsel ve kişilik gelişimlerinin büyük bölümünün sıfır-altı yaş arasında gerçekleştiğini ifade eden Prof. Dr. Okur, mahalle, komşuluk ve aile yapısındaki dönüşümün bu süreci etkilediğini söyledi. Tek çocuklu aile yapısının yaygınlaşmasıyla birlikte çocukların geniş aile ilişkilerinden uzak büyüdüğünü belirten Okur, eğitimin sıfır yaşla değil, hamilelik ve annelik süreciyle başladığını ifade etti. Erken eğitimin yalnızca sayısal değil, nitelik ve felsefe boyutuyla ele alınması gerektiğini belirten Rektör Okur, hasta-hekim, hoca-talebe ve anne-çocuk ilişkileri gibi güven ilişkilerinin yıprandığını, bu güvenin yeniden inşa edilmesinin temel bir mesele olduğunu söyledi. Bilginin tek başına yeterli olmadığını ifade eden Okur, bilmenin, yaşamanın ve bunu bütünlüklü biçimde aktarmanın eğitimin temel amacı olduğunu dile getirdi.

Konuşmasında kalp ve vicdan kavramları üzerinde duran Okur, her bir yanlışın kalpte bir iz bıraktığını ifade ederek, bu izin nasıl temizleneceğinin de öğretilmesi gerektiğini söyledi. Kalbin tamamen bozulmaması için izlenmesi gereken yöntemler üzerinde çalışılması gerektiğini belirten Okur, kalbin ve vicdanın korunmasının eğitim açısından temel bir mesele olduğunu dile getirdi. Geçen yüzyılın akılcılık yüzyılı olduğunu ifade eden Okur, bugün akıllı aletlerin aklın, yapay zekânın ise zekânın yerini alabilecek düzeye geldiğini; ancak vicdanın ve kalbin kaybedilmesi hâlinde bunların yerini neyin dolduracağının temel soru olduğunu söyledi. Okur, en büyük meselenin bu noktada yoğunlaştığını ifade etti.

Toplumsal dönüşüme ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Rektör Okur, günümüzde “ev gençleri” olarak tanımlanan bir olgunun ortaya çıktığını belirterek, iyi eğitim almasına rağmen çalışmayan, ailesinin kendisi için kazandığını düşünen gençlerle karşılaşıldığını ifade etti. Bu durumun yeni bir sorun alanı oluşturduğunu dile getiren Okur, kariyer planlamasının kısa vadeli değil, otuz-kırk yıllık bir perspektifle ele alınması gerektiğini söyledi. Bir vizyonun, zaman aralığı ve ulaşılmak istenen başarı durağıyla anlam kazandığını ifade eden Okur, belirli bir sürede ne olunacağına dair cevap verilemiyorsa bunun vizyon değil, bir illüzyon olacağını belirtti. Bu yaklaşımın iş mülakatlarında da temel ölçütlerden biri olduğunu ifade eden Rektör Okur, uzun vadeli bakış açısının çocuklar için kurulmasının bir vizyon olduğunu söyledi. Konuşmasının sonunda Prof. Dr. Okur, eğitimin yalnızca bugünü değil, çocukların ve toplumun uzun vadeli geleceğini gözeten bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğini ifade ederek, çalıştayın alana katkı sunmasını temenni etti ve çalıştayda emeği geçenlere teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.

Okul öncesi eğitim çalıştayına yoğun ilgi: 94 üniversiteden 257 akademisyen katkı sundu

Programda konuşan Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Alpaydın, okul öncesi eğitimin çocukların sonraki öğrenmeleri açısından temel bir zemin oluşturduğunu, özellikle üç ile altı yaş arasının akademik ve sosyal gelişim bakımından belirleyici olduğunu ifade etti. Eğitim alanında bazı bilgilerin güncelliğini yitirdiğini belirten Alpaydın, eğitim psikolojisi alanında yeni araştırmalara ve kapsamlı çalışmalara ihtiyaç bulunduğunu söyledi. Alpaydın, konuşmasının sonunda çalıştayda emeği geçenlere teşekkür etti.

Çalıştay Başkanı ve Okul Öncesi Öğretmenliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgül Polat ise çalıştayın dört hafta süren çevrim içi hazırlık süreciyle yürütüldüğünü, 94 üniversiteden 257 akademisyenin on iki farklı grupta çalışmalara katıldığını ifade etti. Polat, çalıştay raporunun geniş bir kurumsal katılımla hazırlandığını belirterek, başta Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Okur ve Atatürk Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Alpaydın olmak üzere, Bilim Kurulu ve Düzenleme Kurulu üyelerine, akademisyenlere ve çalıştaya katkı sunan tüm paydaşlara teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.

Çalıştayın birinci oturumu “Grup Raporları” başlığı altında gerçekleştirildi. Bu oturumda okul öncesi eğitimin kurumsal yapısı ve sahadaki uygulamaları çok boyutlu biçimde ele alındı. Kurum, çocuk, öğretmen ve aile başlıkları çerçevesinde yapılan değerlendirmelerde okul öncesi eğitimin mevcut durumu ve karşılaşılan sorunlar ele alındı. Aynı oturumda yönetim yapıları, okullaşmanın önündeki engeller, eğitim politikaları ve akademik süreçler başlıklarında hazırlanan grup raporları halinde sunuldu.

Birinci oturumun ardından gerçekleştirilen plaket töreninde Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Okur tarafından Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci’ye, İstanbul Vali Yardımcısı Hasan Gözen’e, Millî Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Ebubekir Sıddık Savaşçı’ya ve Maltepe Kaymakamı Bahri Tiryaki’ye plaket takdim edildi.

Öğle arasının ardından gerçekleştirilen ikinci oturumda yayınlar ve eğitim programları başlıkları altında hazırlanan grup raporları paylaşıldı. Türkiye Yüzyılı Maarif Programı, Erken Çocukluk Eğitimi Programı ve diğer programlara ilişkin değerlendirmeler yapılırken, rehberlik hizmetleri ve kapsayıcılık konuları da ele alındı. İkinci oturumda da hazırlanan raporlar katılımcılarla paylaşıldı. Çalıştay, gün boyunca yapılan değerlendirmelerin ardından gerçekleştirilen kapanış bölümüyle sona erdi.

HIZLI ERİŞİM