Marmara Üniversitesi’nde “2025-2026 Akademik Yılı Açılış Töreni” Gerçekleştirildi

Marmara Üniversitesi’nde “2025-2026 Akademik Yılı Açılış Töreni”, 14 Ekim Salı günü Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi İşletme Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Rektör Prof. Dr. Mehmet Emin Okur ev sahipliğinde gerçekleşen törene, İstanbul Vali Yardımcısı Mustafa Asım Alkan, Kadıköy Kaymakamı Muhittin Pamuk, Marmara Üniversitesi rektör yardımcıları, senato üyeleri, akademik ve idari personeli katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan tören; Atatürk Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Müzik Eğitimi Anabilim dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Tülün Malkoç önderliğinde hazırlanan “Filistin ve Gazze Ezgileri Dinletisi” ile devam etti. Doç. Dr. Melih Güzel ve Dr. Aytaj Rzaguliyeva’nın icra ettiği müzik dinletisinde öğrenci Yaren Özgen’in seslendirdiği ezgiler Filistin halkının yaşadığı zulmün sesi oldu. Dinletinin ardından Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Okur’un açılış töreni konuşmasına geçildi.

"Dünya Beşten, Vicdan Güçten Büyüktür"

Rektör Prof. Dr. Mehmet Emin Okur, konuşmasına rektörlük görevini kendisine tevdi eden Cumhurbaşkanı’na duyduğu güven için teşekkür ederek başladı. Marmara Üniversitesi’nin köklü geçmişi, öğrenci merkezli vizyonu ve toplumsal sorumluluk anlayışı üzerinde duran Rektör Okur, yeni akademik yılın tüm öğrenciler, akademisyenler ve idari personel için verimli geçmesi yönündeki dileklerini ifade etti. 1883’te kurulan Hamidiye Ticaret Mekteb-i Âlisi’nden bugüne uzanan üniversitenin, sanayileşme ve sermaye birikimi olmayan bir dönemde bile vizyoner bir temelle kurulduğunu belirten Rektör Okur, bu mirasın Cumhuriyet’in kurucu kadrolarını yetiştirdiğini ve Marmara mezunlarının Türkiye’nin omurgasını oluşturduğunu söyledi. 

Konuşmasının devamında hocalık ve talebelik kavramları üzerine düşüncelerini paylaşan Rektör Okur, hoca-talebe ilişkisinin kutsiyetine değinerek, “Üç kutsal ilişki vardır: anne-baba ile evlat, hekim ile hasta ve hoca ile talebe ilişkisi. Bu üçünü de birleştiren şey mutlak güvendir.” dedi. Hocalığın yalnızca bilgi aktarmaktan ibaret olmadığını vurguladı ve “Hocalık bir bilgi transferi değil, bir hâl transferidir.” ifadesini kullandı. Bilginin hakikat için kullanılmadığı durumlarda bilimin anlamını yitirdiğini belirterek, “Bilgiyi hakikat için kullanmayan bir bilim mertliği bozar.” dedi ve hocalığın özünün “sevmek, sevilmek ve sevdirmektir” olduğunu ifade etti.

Bilginin güç veya çıkar için değil, hakikat, iyilik ve sevgi için kullanılmasının önemine vurgu yapan Rektör Okur, bu bağlamda Nurettin Topçu’nun “Menfaat yaşamak ister; ahlak yaşatmak ister. İkisi bir arada barınamaz.” sözünü hatırlattı. Bilimin yalnızca teknik bir ilerleme değil, aynı zamanda vicdani bir sorumluluk taşıdığını belirterek, İsrail’de bitkilerin sesini kaydetmeye yönelik yapılan araştırmalara değindi. “Ama milyonların sesini hâlâ duyamıyorlar.” diyen Rektör Okur, bilimin bu denli ilerlediği bir çağda Gazze’deki insani acıların görmezden gelinmesini “gözleri olup görmeyen, kulakları olup duymayan bir sessizlik” olarak nitelendirdi ve Filistin’de yaşanan trajedinin vicdanları yeniden harekete geçirmesi gerektiğini vurguladı.

Konuşmasının sonunda tarihsel ve jeopolitik bir perspektif sunan Rektör Okur, insanlığın bir “uyanış” dönemine girdiğini ifade ederek Türkiye’nin yeniden mazlumların umudu olacağına inandığını belirtti. Bu bağlamda Filistin için “Urfa kadar şanlı, Antep kadar gazi, Maraş kadar kahramandır” şeklinde konuşan Okur, konuşmasını “Dünyanın beşten, vicdanın güçten büyük olduğunu kanıtladı.” sözleriyle tamamladı.

"Devletin Dini Adalettir"

Marmara Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cengiz Tomar, “Filistin’de Ne Oldu?” başlıklı açılış dersinde Filistin meselesini tarihsel ve jeopolitik boyutlarıyla ele aldı. Filistin meselesinin “bir din veya ırk değil, bir insanlık meselesi” olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tomar, “Devletin dini adalettir.” sözleriyle adaletin tesis edilmediği hiçbir dönemde kalıcı barışın sağlanamayacağını vurguladı. Orta Doğu’nun, kendi ifadesiyle “merkezi İslam coğrafyası”nın, tarih boyunca medeniyetlerin ve semavi dinlerin doğduğu bir bölge olduğunu hatırlatan Tomar, bu coğrafyanın yalnızca enerji kaynaklarıyla değil, inançların ve kültürlerin beşiği olmasıyla da dünyanın merkezi konumunda bulunduğunu söyledi. Tarih boyunca bu topraklarda adaletle hükmedildiği dönemlerde barışın hâkim olduğunu, ancak güç dengeleri değiştiğinde çatışmaların kaçınılmaz hale geldiğini dile getirdi.

Açılış töreni, Rektör Prof. Dr. Mehmet Emin Okur’un açılış dersini veren Prof. Dr. Cengiz Tomar ile müzik dinletisini gerçekleştiren Prof. Dr. Tülün Malkoç, Doç. Dr. Melih Güzel ve Dr. Aytaj Rzaguliyeva’ya teşekkür plaketi takdim etmesinin ardından çekilen hatıra fotoğrafıyla sona erdi.

 

HIZLI ERİŞİM